20.3.12

Kara Üçleme



"Usandım artık, teorilerden. Daha iyi bir dünya için dövüşmeye başladığımızdan beri, bana öyle geliyor ki içinde yaşadığımız dünya daha da beter oluyor. Keşke, bireysel olarak, kendimize huzurlu bir hayat uydurabilsek..."
"Yola giriyoruz," diye kahkahayı patlattım.
Bana delici bir bakış fırlattı.
"Anlıyorum," diye mırıldandı. "Sen hiç huzurlu bir hayat nedir bilmeyeceksin, öyle mi ? Bunu yasak bir alan gibi hissediyorsun. Ben de, bu duyguya çok sık kapılırım. Biz lanetlilerin tohumundanız. İşin komiği de, bunun hoşumuza gidiyor görünmesi.
Kupkuru suratında derin bir hüzün şekilleniverdi. Bizi matbaadan ayıran camlı kapıya yaklaştı ve aniden boş bir bakışla yana baktı. Bir sessizlikten sonra sırtı hala bana dönükken sordu:
"Biz neye inanıyoruz Jean ?"
"Bilmiyorum," dedim.
Karşıma geldi:
"Şahsen sen hala bir şeye inanıyor musun?"
Tatlılıkla gülmeye başladım, sanki zorlukla, kısa aralıklarla kusuyormuşum gibi.
"Aşka inanmak isterdim... Çocuksu geliyor, ama böyle... Aşk hayatın ta kendisi, hayatın ağırlık merkezi, yalnız hayat berbat, o zaman aşk... Kadınlar her şeyi berbat eder... Hepsi ya malak ya orospudur!"
"Orospular o kadar da kötü değil," dedi hayallere dalarak.
"Hem fazla orospular hem de yeterince değil, ne demek istediğimi anlıyor musun bilmiyorum... Hakikaten uygun olana denk gelmeyi umut bile etme... Bu hayale kapılırsan da bir sürü zorluk çıkar ortaya, her şey duman olur.. Mutlak yoktur... hep o daimi tatminsizlik duygusu... o bir başka yer arzusu..."

Leo Malet / Hayat Berbat / VI GECE / SF. 45-46

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder